Film benim için bir şeyi açıklamanın değil, bir şeyi hissetmenin bir yoludur. Kelimelerin yetersiz kaldığı yerde başlar. Bir yüzü ışığın nasıl okşadığını ya da iki insan arasındaki sessizliğin nasıl büyüyebileceğini göstermek içindir. Belgesel ya da kurgu olması fark etmez, her film bir izdir. Zamanın bir izi — geçmişte kalmış ama hâlâ yaşayan bir şeydir. O izi takip ederken bazen birinin hikâyesini anlatırım, bazen de kendi sesimi geri duyarım.